31 Temmuz 2010 Cumartesi

Nevin Yanıt'tan altın madalya

''Otel numaram 1263, telefon numaram da bu rakamlarla bitiyor. Bu sanki zaferin bir işaretiydi. Çılgınca birşey.''
Nevin Yanıt



Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda milli atlet Nevin Yanıt, kadınlar 100 metre engelli yarışında 12.63'lük derecesiyle altın madalya kazandı.
Kadınlar 100 metre engellide Avrupa'nın en hızlısı milli atlet Nevin Yanıt...İspanya'nın Barcelona kentinde düzenlenen 20. Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda ülkemizi kadınlar 100 metre engelli yarışında temsil eden Nevin Yanıt, altın madalyanın sahibi oldu.

Türk atletizm tarihinde bir ilke imza atan Nevin Yanıt, 12.63'lük derecesiyle Türkiye rekorunu geliştirirken altın madalyayı kazandı. Böylece Türkiye, atletizmde iki ayrı dalda altın madalya kazanmış oldu.Bu dalda ikinciliği 12.65'lik derecesiyle İrlandalı Derval O'Rourke elde ederken, Alman Carolin Nytra da 12.68'lik zamanıyla üçüncü sırada yer aldı.

Kadınlar 100 metre engellide yarışan tek Türk atleti olan 24 yaşındaki Nevin Yanıt, yarı final serisinde 12.71'lik derecesiyle Türkiye rekoru kırarak serisinde rahat bir şekilde 1. olmuştu.
Seçmelerde 12.89'luk derecesiyle grubunda rahat bir birincilik elde eden Nevin Yanıt, bu kategorideki 17 atlet arasından 4. en iyi dereceyi yapmıştı. İyi bir sezon geçiren, oldukça formda ve hırslı olan Yanıt, 100 metre engellide altın madalya alarak Türk atletizm tarihinde bir ilke imza atmış oldu.BÜTÜN YARIŞLARI KAZANDI.Nevin Yanıt, bu sezon katıldığı tüm yarışları kazanma başarısını gösterdi.

Bu sezon 4 uluslararası yarış yapan ve hepsinde birinci gelen 24 yaşındaki Nevin, son olarak 9 Temmuz tarihinde, şu anda Avrupa Şampiyonası'nın yapıldığı Barcelona'daki Olimpiyat Stadı'ndaki özel bir şampiyonada 12.74'lük dereceyle kendine ait olan Türkiye rekorunu kırmıştı. Bayanlar 100 metre engellide 2005 yılından bu yana Türkiye'nin en iyi atleti olan Nevin, 2007 yılında 23 yaş altı Avrupa Şampiyonu olmuş, 2009'da Akdeniz Oyunları'nda ve Üniversiteler Dünya Şampiyonası'nda altın madalya almıştı.

İlk defa Avrupa Şampiyonası'nda yarışan Nevin Yanıt, Türkiye atletizm tarihinde Avrupa şampiyonalarında madalya alan 5. Türk atlet oldu. Bu zamana kadar, 1950'de Brüksel'de Ruhi Sarıalp 3 adım atlamada bronz, 2002'de Münih'te Süreyya Ayhan 1500 metrede altın, 2006'da Göteborg'da Elvan Abeylegesse 5 bin metrede bronz ve Barcelona'daki bu şampiyonada 10 bin metrede yine Elvan altın madalya kazanmıştı.
Nevin'in kazandığı altın madalya ile Türkiye, ilk defa bir Avrupa Şampiyonası'nda iki madalya almayı başardı. 5 BİN METREDE OLMADIAvrupa Atletizm Şampiyonası'nın 5. gününde erkekler 5 bin metre finalinde piste çıkan Kemal Koyuncu ve Mert Girmalegese, başarılı olamadılar.

Toplam 15 atletin yarıştığı günün son finalinde piste çıkan milli atletlerden Mert 13:45.25'lik dereceyle 9., Kemal Koyuncu ise 14:17.32'lik dereceyle 13. oldu.5 ATLET FİNALDE YARIŞACAKŞampiyonanın son gününde, kadınlar 5000 metre finalinde Elvan Abeylegesse, Alemitu Bekele Degfa ve Meryem Erdoğan, madalya için TSİ 21.40'da piste çıkacak. Elvan ve Alemitu, Türkiye'nin madalya beklediği isimler arasında yer alıyor.
Madalya hedefleyen Aslı Çakır Alptekin de TSİ 22.15'de kadınlar 1500 metre finalinde koşacak.
Kadınlar yüksek atlamada 23 yaş altı Türkiye rekoru kıran Burcu Ayhan da TSİ 20.30'da yarışacak. Madalya şansı zor gözüken Burcu, seçmelerde kırdığı 1.92 metrelik Türkiye rekorunu geliştirmeye çalışacak. 20 yaşındaki Burcu Ayhan, atletizmin tüm atlamalı branşları arasında ilk kez Avrupa Şampiyonası gibi büyük bir organizasyonda finale kalma başarısını gösteren ilk Türk bayan atlet olmuştu.

Kaynak:Ntvspor.net

FİBA' YA SEVGİLER


FIBA'dan vuvuzela yasağı!
Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA), Türkiye'de düzenlenecek 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda sağlık önlemleri çerçevesinde salonlarda vuvuzelayı yasakladığını açıkladı.

Basketbol Federasyonunun internet sitesinde yer alan açıklamada, uluslararası spor yönetiminin, taraftarların tartışmalı enstrümanları maçlara getirmemelerini isteyerek, güvenlik ekibini bu tür enstrümanlara el koymaları konusunda uyardığı ifade edildi.

FIBA'nın resmi olarak vuvuzelayı yasaklayan ilk uluslararası spor federasyonu olduğu belirtilen açıklamada, yasağın benzer desibel seviyelerinde ses çıkaran ve insan sağlığına zarar verebilen havalı kornaları da kapsadığı kaydedildi.

FIBA Genel Sekreteri ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyesi Patrick Baumann'ın konuyla ilgili ifadeleri şöyle:

''Taraftarların eğlenmesini ve bol bol gürültü yapmasını istiyoruz, ama bunun için diğerlerinin keyfini bozma riskini göze alamayız. Vuvuzela, basketbol salonu gibi kapalı alanlarda kullanılmak için uygun değil. Çok yüksek sesli bir alet ve bazı tıp uzmanları desibel seviyesinin ve frekansın işitme duyusu için zararlı olduğuna inanıyor. Atletlerin ve taraftarların sağlığını koruma sorumluluğumuzun dışında, kapalı spor salonunda böyle bir ses seviyesi hakemler arasında iletişim sorunları yaşanmasına sebep olup maçta direk negatif bir etki yaratabilir. Taraftarları salonlara enstrüman getirmemeleri konusunda uyarıyoruz, çünkü bu aletlere güvenlik görevlileri tarafından el konulacak. Salona gizlice sokmayı başaran olursa, maçı kaçırabilir. Daha önceki turnuvalardan biliyoruz ki, vuvuzelasız da karnaval atmosferi ve tutkulu destek görülebiliyor.''

FIBA Sağlık Komisyonu Başkan Yardımcısı Dr. Heinz Gunter'in de, ''Eğer bir kişinin çevresinde birden fazla vuvuzela varsa, kişinin kulağına zarar gelebilir. Sorun enstrümanın çok yüksek frekansa sahip olması ki bu kulaklar için iyi değil'' şeklindeki ifadelerle kararı desteklediği belirtildi.

31.07.2010
Kaynak : AA


30 Temmuz 2010 Cuma

NEDEN BAŞARI YOK?

Ülkemizde hemen hemen hergün bu konu tartışılır.Türkiye neden futbolda istenilen başarıyı gösteremiyor veya bir başarı gelse bile devamı neden gelmiyor.Ben bu konuya başarılı olan ülkelerden başlamak istiyorum.Mesela İngiltere;her yıl en az bir ingiliz takım şampiyonlar liginde yarı final çeyrek final oynayabiliyor.Bu başarının arkasında profesyonellik yatıyor.İngiliz kuluplerinin oyuncularından teknik kadroya ve yönetici ekibe kadar hepsi işlerini profesyonel olarak yapıyor.Ama bizim ülkemizde duygular her zaman ön planda.Bizim oyuncularımızı poh pohlamadan oynayamıyorlar.Yöneticiler desen hepsi birbirinden amatör.Hemen hemen heryıl avrupada başarısız olan büyük takımlarımız nedense hep suçu teknik direktörlere atarlar.Bence bu başarısızlıkta en az pay sahibi teknik kadrodur.Büyük takımlarımız yerli hoca getirdimi yetersiz diye yollanır, yabancı bir hoca getirdimi Türkiye'ye alışamadı onun sistemi bize uymadı diye yollanır.Dün Galatasaray ve Beşiktaş avrupada vasat takımlara karşı berabere kaldılar.Çiçeği burnunda olan Shustere sallanmaya başlandı.Rijkaard ise yollanmanın eşiğinde bence.Bu anlayışla bizim gideceğimiz en iyi yer 10 yılda bir falan gelen çeyrek finallerdir.


28 Temmuz 2010 Çarşamba

Bu Futbola Çok Bile 2-2

Eyvah Eyvah Eyvah!!!

Bugün sahada öyle bir Fenerbahçe izledikki o yılları yaşamasamda Türk futbolunun 1960-70-80 lerdeki hali gibiydi.Eli ayağı düzgün bir avrupa takımı çok rahat Türk takımlarını dize getirirdi bugünde öyle bir sonuç olabilirdi ama Fenerbahçe şanslı bir günündeydi.Umarım bu bir kazadır.Çünkü Türkiye'nin köklü kuluplerinden olan Fenerbahçe isviçre liginde sıradan bir takım karşısında böylesine mahkum oynuyorsa vay Türk futbolun haline.Bizim takımlarımız bu kadarda kötü oynayamaz.Aykut Kocaman ilk sınavında öğrencilerinin çalışkansızlığına takıldı.

Sahada hiçbir şekilde takım olabilen futbolcu topluluğu yoktu.Bizim öncelikle transferlerden çok sıradan ama organize olabilen takımlar gibi takım olmaya ihtiyacımız var.Eğer stoch hiçbir şekilde takım savunmasında yer almayacaksa nerde kaldı genç yıldız adayı Rıdvan Dilmen'in dediği gibi Fenerbahçeden bir üst sınıfa geçmez.Biraz sert giriş yaptım belki ama Fenerbahçe'mizin böylesine bir takıma karşı sanki Barça ile oynarmışcasına çaresiz ve ezik oynamasını sindiremiyorum.Biz en azından kendi adıma daha böyle bir takım istemiyorum.Koskaca sıkıntılar kaç senedir dururken tüm ülke olarak bir taktık gidiyoruz:güizalara kezmanlara nobrelere serhat akınlara anelkalara...Asıl sıkıntı tüm Türk futbolunda olduğu gibi maç içinde 90 dakika boyunca kalamama ve futbol zekası bakımından sınırlı takımlar kurmamız.

Bence acilen çok iyi bir sopere iki yönlü oynayabilen orta sahaya iki forvete ve Alex'in heykelini dikim yollamaya ihtiyacımız var.Yoksa bir 10 yıl geçsede bu kafayla Young Boys'lara Tromso'lara Metalist Kharkiv'lere mahkum oynayıp dururuz ve yerimizde sayarız.Fenerbahçe tabiki Young Boys'u eleyecektir ama her sezon yaşadığımız hayal kırıklığı,hüsranlar değişmeyecektir...



YOUNG BOYS: 2 - FENERBAHÇE: 2

Stat: Stade de Suisse
Hakemler: Svein Oddvar Moen, Geir Age Masovn Holen, Dag-Roger Nebben (Norveç)
Young Boys: Bürki, Sutter, Dudar, Affolter, Jemal, Spycher, Degen, Doubai (Dk. 83 Mayuka), Costanzo, Lulic (Dk. 65 Regazzoni), Bienvenu (Dk. 58 Marco Schneuwly)
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Önder, Bilica, Bekir, Andre Santos, Kazım, Cristian, Emre (Dk. 86 Deivid), Stoch, Alex (Dk. 80 Semih), Gökhan Ünal (Dk. 72 Selçuk)

Goller: Dk. 4 Emre, Dk. 41 Stoch (Fenerbahçe), Dk. 17 Dudar, Dk. 89 Costanzo (penaltıdan) (Young Boys)
Sarı kartlar: Dk. 24 Bekir, Dk. 25 Kazım, Dk. 53 Önder, Dk. 71 Alex, Dk. 87 Bilica (Fenerbahçe), Dk. 73 Costanzo (Young Boys)
Kırmızı kart: Dk. 43 Kazım (Fenerbahçe)

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Evimizde yıkıldık...



Voleybol Avrupa Bayanlar Ligi yarı final maçında Türkiye, Bulgaristan karşısında sahadan 3-2 mağlubiyetle ayrıldı.
NTV Spor'dan canlı olarak yayınlanan Voleybol Avrupa Bayanlar Ligi yarı final karşılaşmasında, Filenin Sultanları 2-0 geriye düştüğü karşılaşmada 2-2 beraberliği yakalamasına rağmen salondan 3-2 mağlup ayrıldı.
Karşılaşmaya beklenmedik bir şekilde daha iyi başlayan Bulgaristan ilk teknik molaya 8-3 önde girdi. Türkiye seyircinin de desteği ile biraz olsun toparlanırken, oyundaki üstünlüğünü sürdüren Bulgaristan ikinci teknik molaya da 16-12 önde girmeyi başardı. Setin başında açılan farkı bir türlü kapatamayan milli takımımız ilk seti 25-19 kaybederek maçta 1-0 yenik duruma düştü.
Karşılaşmanın ikinci setine de çok fazla hata yaparak başlayan Türkiye, ikinci setteki ilk teknik molaya da 8-5 geride girdi. Setin ikinci teknik molasına da 16-9 geride giren Türk Milli Takımı, bu seti de 25-17 kaybederek karşılaşmada 2-0 geriye düştü.
Üçüncü sete müthiş bir başlangıç yapan Filenin Sultanları, ilk teknik molaya 8-2 önde girdi. 3. sette çok iyi servis atmaya başlayan Sultanlar, ikinci teknik molaya 16-5 önde girerken seti de 25-11 kazanarak durumu 2-1'e getirdi.
Dördüncü sete de hızlı başlayan Milli Takımımız, ilk teknik molaya 8-3 önde girdi. Daha sonra toparlanan Bulgaristan oyunda dengeyi kurdu ve ikinci teknik molaya 26-25 üstünlükle girmeyi başardı. Setin son bölümde ise büyük bir çekişme yaşanırken Sultanlar bu seti de 25-23 kazanarak maçı 2-2'ye getirdi.
Karşılaşmanın final setine de çok etkili başlayan Filenin Sultanları, setin son bölümünde çok tutuk bir oyun sergileyerek seti 15-13, karşılaşmayı da 3-2 kaybederek final şansını yitirdi.


Kanak:Ntvspor.net


Maçtaki en belirgin özelliğimiz çabuk oyundan düşüyoruz.Hata yapınca arkası geliyor.Birde devamını getirememe hastalığımız var.Çok yazık bir mağlubiyet oldu.İnşallah bulgarların sevindiği kadar bizim oyuncularımızda o kadar üzülmüştür.Çünkü büyük bir destek vardı ve maçta 0-2'ye rağmen elimizdeydi.

İşte Biten Transferler!!!


Temmuz ayı, tam liste! Futbolseverin en sevdiği günler olan transfer sezonunda heyecan son sürat devam ediyor.
Kupa 2010'da şampiyonun İspanya olmasından sonra da futbol gündeminde artık her şey transferler üzerine kilitlenmiş durumda. Avrupa'da önemli liglerde, önemli takımlar kadrolarını güçlendirmeye devam ediyor.
Temmuz ayı da transfer için oldukça hızlı gözüken aylardan biri olmaya aday. Günler geçtikçe imza sayıları artıyor ve takımlar yeni sezon öncesi hazırlık kamplarına yeni oyuncularını yetiştirmeye çalışıyor.
Haziran ayı içindeki önemli transferlerin başını ise Barcelona'nın David Villa'yı Valencia'dan kadrosuna katması ve Manchester City'nin yine aynı takım Valencia'dan David Silva'yı transfer edişi olmuştu. Real Madrid' de Benfica'dan Di Maria'yı kadrosuna katarak büyük iş yapmıştı.
Öte yandan İtalyan devi Juventus da Haziran ayı sonunda Leonardo Bonucci (23) ve Jorge Martinez (27)'i 27.5 milyon avro bedelle kadrosuna katmıştı.

Peki Temmuz ayı? İşte Temmuz ayındaki gelişmeler...


OYUNCU ADI - NEREDEN - NEREYE - TARİH


Albin Ebondo Toulouse -> ST.ETIENNE (23.07.2010)

Rui Fonte Sporting -> ESPANYOL (23.07.2010)

Vujadin Savic Kızılyıldız -> BORDEAUX (23.07.2010)

Titus Bramble Wigan -> SUNDERLAND (23.07.2010)

Gojko Kacar Hertha Berlin -> HAMBURGER SV(23.07.2010)

Javier Malagueno Indios Juarez -> MALAGA (23.07.2010)

Milan Smiljanic Espanyol -> PARTIZAN (23.07.2010)

Dan Gosling Everton -> NEWCASTLE (22.07.2010)

Franco Zuculini 1899 Hoffenheim -> GENOA (22.07.2010)

Robert Vittek Lille -> A.GUCU (22.07.2010)

Mariano Bogliacino Napoli -> CHIEVO (22.07.2010)

Marcus Berg Hamburg -> PSV (22.07.2010)

Eduardo Arsenal -> SHAKHTAR (22.07.2010)

Borja Valero WBA -> VILLARREAL (22.07.2010)

Albert Riera Liverpool -> OLYMPIAKOS (22.07.2010)

Ernesto Farías FC Porto -> CRUZEIRO (22.07.2010)

James McArthur Hamilton -> WIGAN (22.07.2010)

Richi Tenerife -> MURCIA (22.07.2010)

Issiar Dia NANCY -> FENERBAHÇE (21.07.2010)

Sandro Silva Botafago -> MALAGA (21.07.2010)

David Belenguer Getafe -> BETIS (21.07.2010)

Magnus Troest Huelva -> ATALANTA (21.07.2010)

Simone Sini Roma -> LECCE (21.07.2010)

Filipe Luis Deportivo -> A.MADRID (21.07.2010)

Heiko Westermann Schalke -> HAMBURG (20.07.2010)

Simone Esposito Juventus -> ASCOLI (20.07.2010)

Correa Dinamo Kiev -> FLAMENGO (19.07.2010)

Joe Cole Chelsea -> LIVERPOOL (19.07.2010)

Philippe Coutinho Vasco -> INTER (19.07.2010)

Aleksandr Bukharov Rubin -> ZENIT (19.07.2010)

Juan Pablo Pino Monaco -> GALATASARAY (19.07.2010)

Christian Fuchs VfL Bochum -> MAINZ (19.07.2010)

Dejan Milovanovic Lens -> KIZILYILDIZ (18.07.2010)

Olubayo Adefemi Boulogne -> XANTHI (18.07.2010)

Leo Franco G.Saray -> ZARAGOZA (18.07.2010)

Emiliano Insua Liverpool -> FIORENTİNA (18.07.2010)

Alessandro Crescenzi Roma -> CROTONE (18.07.2010)

David Rodríguez Almeria -> CELTA VİGO (18.07.2010)

Santiago Garcia Rosario -> PALERMO (17.07.2010)

Walter Internacional -> PORTO (17.07.2010)

Adriano Sevilla -> BARCELONA (17.07.2010)

Edinson Cavani Palermo -> NAPOLI (17.07.2010)

Sokratis Papastathopoulos Genoa -> MILAN (17.07.2010)

Kevin Thomson Rangers -> MIDDLESBROUGH (17.07.2010)

Capi Betis -> XEREZ (17.07.2010)

Carlos Bocanegra Rennes -> ST. ETTIENNE (17.07.2010)

Alemao Udinese -> VICENZA (17.07.2010)

Guilherme Almeria -> VALLADOLID (17.07.2010)

Mario Mandzukic D. Zagreb -> WOLFSBURG (17.07.2010)

José Holebas 1860 München -> OLYMPIAKOS (16.07.2010)

German Denis Napoli -> UDINESE (16.07.2010)

Dennis Diekmeier Nürnberg -> HAMBURGER SV (16.07.2010)

Adriano Sevilla -> BARCELONA (16.07.2010)

Timmy Simons PSV -> NURNBERG (16.07.2010)

Frederic Piquionne Lyon -> WEST HAM UNITED (16.07.2010)

Aduriz Mallorca -> VALENCİA (15.07.2010)

Fedor Smolov Dinamo M. -> FEYENOORD (15.07.2010)

Jonathan Santana Wolfsburg -> KAYSERİSPOR (15.07.2010)

Dejan Lazarevic Genova -> LAZIO (15.07.2010)

Carlo Nash Everton -> STOKE CITY (15.07.2010)

José Holebas 1860 Münih -> OLYMPIAKOS (15.07.2010)

Marco D'Alessandro Roma -> BARİ (15.07.2010)

Cleiton Xavier Palmeiras -> METALİST (15.07.2010)

Thierry Henry Barcelona -> NEW YORK RB (14.07.2010)

Guti Hernandez R.Madrid -> BEŞİKTAŞ (14.07.2010)

Fernando Marques Espanyol -> PARMA (14.07.2010)

Varela Mallorca -> KASIMPAŞA (14.07.2010)

Cícero Santos Fluminense -> VFL WOLFSBURG (14.07.2010)

Nikita Rukavytsya Twente -> HERTHA BERLIN (14.07.2010)

Juliano Belletti Chelsea -> FLUMINENSE (14.07.2010)

Wilfried Dalmat Standard -> CLUB BRUGGE (13.07.2010)

Eliseu Lazio -> MALAGA (13.07.2010)

Cristiano Lupatelli Cagliari -> BOLOGNA (13.07.2010)

Granddi Ngoyi PSG -> STADE BREST (13.07.2010)

Arthur Boruc Celtic -> FIORENTINA (13.07.2010)

Mosquera Real Madrid -> GETAFE (12.07.2010)

Papa Bouba Diop Portsmouth -> AEK (12.07.2010)

Joe Ledley Cardiff City -> CELTIC (12.07.2010)

Dennis Rommedahl Ajax -> OLYMPIAKOS (12.07.2010)

Nené Monaco -> PARIS SAINT GERMAIN (12.07.2010)

Ariel Ibagaza Villarreal -> OLYMPIAKOS (11.07.2010)

Pele Porto -> ESKİŞEHİRSPOR (10.07.2010)

Obafemi Martins Wolfsburg -> RUBIN KAZAN (10.07.2010)

Nicolae Dica Catania -> MANİSASPOR (10.07.2010)

Marcelo Wisla Krakow -> PSV (09.07.2010)

Augusto Fernandez River Plate -> VELEZ (09.07.2010)

Tae-Se Jong Kawasaki -> HOFFENHEIM (09.07.2010)

Zubiaurre A. Bilbao -> ALBACETE (09.07.2010)

Toni Doblas SD Huesca -> ZARAGOZA (09.07.2010)

Keirrison Barcelona -> SANTOS (09.07.2010)

Emidio Rafael Academica -> PORTO (09.07.2010)

Ismael Sosa Argentinos -> GAZİANTEPSPOR (09.07.2010)

Selim Teber Frankfut -> KAYSERİSPOR (09.07.2010)

Nadir Belhadj Portsmouth -> AL-SADD (09.07.2010)

Jesus Datolo Napoli -> ESPANYOL (09.07.2010)

Marcelo Carrusca Estudiantes -> BANFIELD (09.07.2010)

David Mendes AZ -> SALZBURG (09.07.2010)

Lorik Cana Sunderland -> GALATASARAY (09.07.2010)

Milan Jovanovic S. Liege -> LIVERPOOL (08.07.2010)

Gergely Rudolf Debrecen -> GENOA (08.07.2010)

Marko Lomic Partizan -> DINAMO (08.07.2010)

Simon Kjær Palermo -> WOLFSBURG (08.07.2010)

Eduardo Sp. Braga -> GENOA (08.07.2010)

Wellington Hoffenheim -> DÜSSELDORF (08.07.2010)

Mark Bresciano Palermo -> LAZIO (08.07.2010)

Riccardo Nardini Reggiana -> EMPOLI (08.07.2010)

Torsten Oehrl Werder Bremen -> AUGSBURG (08.07.2010)

Uwe Hünemeier Dortmund -> ENERGIE COTTBUS (08.07.2010)

Sebastián Eguren AIK -> GIJON (08.07.2010)

Joffre Guerrón Getafe -> ATLETICO-PR (07.07.2010)

Walter Montillo U. de Chile -> CRUZEIRO (07.07.2010)

Kamil Glik Piast Gliwice -> PALERMO (07.07.2010)

Hasan Kabze Rubin Kazan -> MONTPELLIER (07.07.2010)

Gabriel Paletta Boca Juniors -> PARMA (07.07.2010)

Jaime Valdes Atalanta -> SPORTING (06.07.2010)

Rafael Sobis Al Jazira -> INTERNACIONAL (06.07.2010)

Héctor Steinert Racing Club -> BURSASPOR (06.07.2010)

Lennard Sowah Portsmouth -> HAMBURG (06.07.2010)

Niki Zimling Udinese -> NEC (06.07.2010)

Lau. Koscielny Lorient -> ARSENAL (06.07.2010)

Mista Deportivo -> TORONTO FC (06.07.2010)

Ken. Bakircioglu Ajax -> RACING (06.07.2010)

Abdulkader Keita G.Saray -> AL SADD (06.07.2010)

Dm. Chigrinskiy Barcelona -> SHAKHTAR (06.07.2010)

Ciro Immobile Juventus -> SIENA (06.07.2010)

Luca Marrone Juventus -> SIENA (06.07.2010)

Kader Ghezzal Siena -> BARİ (06.07.2010)

Laurent Batlles Grenoble -> ST.ETIENNE (06.07.2010)

Marc Valiente Sevilla -> Valladolid (06.07.2010)

Matteo Sereni Torino -> BRESCIA (06.07.2010)

Thomas Kessler FC Köln -> ST. PAULİ (05.07.2010)

Mate Jajalo Siena -> FC KÖLN (05.07.2010)

Ilian Micanski Z.Lubin -> KAISERSLAUTERN (05.07.2010)

Chr. Tiffert Duisburg -> KAISERSLAUTERN (05.07.2010)

Wilfried Sanou Urawa Reds -> FC KÖLN (05.07.2010)

Alexandru Ionita Rapid -> FC KÖLN (05.07.2010)

Kris Boyd G.Rangers -> M.BROUGH (05.07.2010)

Nabil Taider Sivasspor -> GRENOBLE (05.07.2010)

Damian Tixier Xamax -> NANTES (05.07.2010)

Jaroslav Drobny Hertha Berling -> HAMBURG (05.07.2010)

Kevin Anin Le Havre -> SOCHAUX (05.07.2010)

Pedro Mendes Sporting -> SERVETTE (04.07.2010)

Nuno A. Coelho Porto -> SPORTING (04.07.2010)

Sidney Govou Lyon -> PANATHINAIKOS (03.07.2010)

Pedro León Getafe -> R.MADRID (03.07.2010)

Yossi Benayoun Liverpool -> CHELSEA (03.07.2010)

João Moutinho Sporting -> PORTO (03.07.2010)

Nico Pulzetti Livorno -> BARI (02.07.2010)

Pedro Kamata Bari -> SIENA (02.07.2010)

Filippo Carobbio Grosseto -> SIENA (02.07.2010)

Gianluca Curci Siena -> SAMPDORIA (02.07.2010)

Marco Motta Roma -> JUVENTUS (02.07.2010)

Arne Friedrich Hertha Berlin -> WOLFSBURG (02.07.2010)

Yaya Toure Barcelona -> MAN. CITY (02.07.2010)

Alberto Costa Montpellier-> VALENCİA (02.07.2010)

Simone Zaza Atalanta -> SAMPDORIA (02.07.2010)

Luca Toni Roma -> GENOA (02.07.2010)

James Rodreguez Banfield -> PORTO (01.07.2010)

Rod Fanni Rennes -> A.MADRID (01.07.2010)

Tim Hoogland Mainz -> SCHALKE 04 (01.07.2010)

Gaston Sangoy Limassol -> SPORTING GJON (01.07.2010)

Jan Mucha Legia W -> EVERTON (01.07.2010)

Gilles Yapi-Yapo Young Boys -> BASEL (01.07.2010)

Nassim B.Khalifa Grasshopper -> WOLFSBURG (01.07.2010)

Almen Abdi Le Mans -> UDINESE (01.07.2010)

Rolf Feltscher Grasshopper -> PARMA (01.07.2010)

Atiba Hutchinson Kopenghag -> PSV (01.07.2010)

Kaynak : Sporx.com

"Madalyayı hissediyorum"

(A) Milli Basketbol Takımı'nın deneyimli oyuncusu Kerem Gönlüm, bir senedir ara verdiği basketbolu çok özlediğini ve 2010 Dünya Şampiyonası'nın ilk maçını dört gözle beklediğini söyledi.
Geçen yıl Avrupa Şampiyonası için milli takım kampında bulunduğu sırada, Efes Pilsen'in 2008-2009 sezonunda Fenerbahçe Ülker ile yaptığı play-off final serisi maçında doping yaptığı gerekçesiyle bir yıl men cezası alan Kerem Gönlüm, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçmişi geride bıraktığını ve sadece Dünya Şampiyonası'na konsantre olduğunu dile getirdi.
Basketbolu çok özlediğini ve basketbola aç olduğunu belirten tecrübeli oyuncu, ''Şampiyonada elimden geleni yapacağım. Arkadaşlarımla olduğum için çok mutluyum. Duygulu anlar yaşıyorum. Maçlar geldiğinde duygularım daha da farklı olacak. Yaşım 33 ve çok sayıda maça çıktım. Avrupa'nın büyük salonlarında, büyük atmosferlerinde oynadım. Ama Dünya Şampiyonası'nın ilk maçı benim için çok farklı bir duygu olacak. Şampiyonanın ilk maçını dört gözle bekliyorum. İlk profesyonel maçıma çıkmışım gibi bir heyecan olacak'' dedi.
Kerem Gönlüm, bir yıldır oynamadığını hatırlatarak, şunları söyledi:
''Böyle bir şampiyonanın Türkiye'de olması ve benim de bu büyük organizasyonun içinde olmam büyük bir şans. Kimseye nasip olmayacak bir durum. Bu şampiyonanın keyfini çıkarmaya çalışacağım. Cezamdan sonra Efes Pilsen'de taşlar yerinden oynadı. Olay meydana geldiğinde kulübüm kadroyu kurmuştu. Milli takımla Avrupa Şampiyonası'nı kaçırdım. Hazırlıkların son aşamasına kadar takımdaydım. Sonra maalesef şampiyonayı kaçırdım. Mütevazı olmayacağım. 33 yaşındayım ve milli takımda çok genç arkadaşımız var. Onlar beni seviyor ve sayıyor. Ben de onları çok seviyorum. Onlara en azından tecrübemle bir şeyler verebilirdim. Şansızlık oldu. Yapacak bir şey yok. Geçmişle yaşamam.''
Cezasının açıklanmasının ardından kamuoyunun kendisine verdiği destekten dolayı teşekkür eden milli oyuncu, ''Kötü bir olay yaşadım. Ama yıllardır oluşturmaya çalıştığım imaj sonrası bana gelen tepkiler ve yaklaşımlar farklıydı. Ne ekersen onu biçersin. Kötü günler yaşadım. Ama kötü günlerim atlatmamda bu olay rol oynadı. Bundan sonra milli takım ve Efes Pilsen için elimden geleni yapacağım'' dedi.
-''BEN DE MADALYAYI HİSSEDİYORUM''-
Kerem, milli takım olarak bütün oyuncuların hedefinin aynı olduğunu ve kendisinin de madalya kazanacaklarını hissettiğini söyledi.
Yavaş yavaş tempoyu arttırıp forma girmeleri gerektiğini anlatan milli oyuncu, ''İnşallah her şey yolunda gider. Ev sahipliği yapacağımız şampiyonada seyircimizin desteğiyle gidebileceğimiz yere kadar gitmeye çalışacağız. Ben de madalya hissediyorum'' ifadelerini kullandı.
Büyük bir organizasyona ev sahipliği yapmalarının büyük avantaj olduğunu kaydeden başarılı oyuncu, ''Her şey yolunda gitmeyebilir de, ancak herkes şunu bilsin ki terimizin son damlasına kadar sahada mücadele edeceğiz. Seyircimizin coşkusu ve sahada bizim enerjimizin birleşmesiyle bir sinerji oluşturup, inşallah beklediğimiz madalyayı ev sahipliği yaptığımız şampiyonada alacağız'' diye konuştu.
İlk madalyalarını 2001'de Türkiye'de organize edilen Avrupa Şampiyonası'nda aldıklarını hatırlatan Kerem Gönlüm, ''12 Dev Adam orada oluştu. İnşallah bu havayı yine yaşarız. Çok şey bizim elimizde. İyi takımız, kimyası çok iyi ve yıllardır beraber oynuyoruz. Bunun avantajını kullanmaya çalışacağız. Şampiyonayı madalya ile kapatmak istiyoruz'' dedi.

Kaynak : AA


23 günde kovuldu...

Yunanistan Ligi takımlarından PAOK’ta ilginç bir gelişme yaşandı. Selanik ekibinde 23 gün önce görev başı yapan İtalyan teknik adam Mario Beretta'nın görevine, hazırlık maçlarında alınan başarısız sonuçlar üzerine son verildi.
Yunanistan Milli Takımı’nın başına, 2010 Dünya Kupası'ndaki başarısız sonuçların ardından Otto Rehhagel'in yerine PAOK Teknik Direktörü Fernando Santos getirilmişti. Santos'un ayrılması sonrası teknik adam arayışlarına başlayan Selanik kulübü, 50 yaşındaki İtalyan teknik adam Mario Beretta ile anlaşmıştı. Ancak kariyerinde Lecce, Torino, Siena, Parma ve Chievo gibi takımları çalıştıran Beretta'nın, Yunanistan serüveni kısa sürdü.
PAOK’un başında sadece 23 gün geçirebilen teknik adamın görevine, hazırlık maçlarındaki başarısız karnesi nedeniyle son verildi. Kulüpten yapılan açıklamada, “Teknik direktörümüz Mario Beretta ile yaptığımız görüşmeler sonunda karşılıklı olarak yolları ayırmaya karar verdik” ifadeleri kullanıldı.
Sezon öncesinde 2. kez teknik direktör arayışlarına başlayan Yunan ekibi, Şampiyonlar Ligi 3. Ön Eleme Turu’nda, 28 Temmuz'da Ajax ile karşılaşacak. Yönetimin, bu süreye kadar herhangi bir isimle anlaşıp anlaşamayacağı ise belirsizliğini koruyor.

23 Temmuz 2010 Cuma

Henry iyi başladı ama...

New York Red Bulls formasıyla çıktığı ilk maçta Tottenham'a karşı gol atmayı başaran Thierry Henry, takımını galibiyete taşımayı başaramadı.

Thierry Henry transferiyle futbol dünyasının gündemine oturan New York Red Bulls, hazırlık maçında İngiltere'nin Tottenham Hotspur ile karşı karşıya geldi. Fransız yıldız takımını öne geçirse de ikinci yarıda 2 gol birden bulan Tottenham maçtan 2-1 galip ayrıldı.
New York formasıyla ilk maçına çıkan Henry, maçın 25. dakikasında ceza sahası içinde topla buluştu ve şık bir vuruşla takımını 1-0 öne geçirdi. Ancak ikinci yarıda önce Robbie Keane sonrasında ise Bale ile 2 gol bulan Tottenham maçtan 2-1 galip ayrılmayı başardı.
Maçtan sonra açıklamalarda bulunan Thierry Henry, "Gerçekten mükemmel. Başlangıç çok iyiydi. Topa dokunmak, gol atmak bana evimde olduğumu hissettiriyor ve bu benim için çok önemli." şeklinde konuştu.

"Türk Michael Jordan"


Hidayet Türkoğlu'nun yeni sezonda giyeceği 19 numaralı forma, basın toplantısında tanıtıldı.

NBA takımlarından Phoenix Suns'a transfer olan milli basketbolcu Hidayet Türkoğlu'nun yeni sezonda giyeceği 19 numaralı formanın numarası, basın toplantısında tanıtıldı.
Toplantıda söz alan kulübün başantrenörü Alvin Gentry, "Steve Nash'in üzerindeki baskıyı kaldırabilecek, topu taşıyabilecek yetenekte bir oyuncuya ihtiyacımız vardı. Bu eksikliğimizi Hidayet ile doldurduğumuzu düşünüyorum. Daha önce de onu çok istemiştik. Bizim sistemimiz için harika bir oyuncu olduğunu düşünüyorum" dedi.

Hidayet Türkoğlu ise burada bulunmaktan dolayı çok heyecanlı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:"Phoenix'te tamamen takım oyuncusu olacağım. Burada çok güzel ve özel bir arkadaşlık var. Koç Alvin ile çok güzel bir sistem oluşturmuşlar. Bu arkadaşlığa dahil olacağım."
"TÜRK MICHAEL JORDAN"Phoenix Suns'ın resmi internet sitesinde Hidayet için "Türk Michael Jordan" ifadesi yer aldı. İnternet sitesinde, Hidayet'in, 2008-2009 sezonunda NBA Finali'ne yükselen Orlando Magic'in en önemli oyuncularından bir olduğuna vurgu yapılarak,"Geçtiğimiz sezonu Toronto Raptors'ta geçiren Hidayet, 12.2 sayı, 4.3 ribaund ve 2.9 asist ortalamalarıyla oynadı" denildi.

9 Temmuz 2010 Cuma

İŞTE LEBRON'UN KARARI




Ve muhteşem üçlü buluştu gerçekten çok heyecan verici!!!






NBA'de yıllardır beklenen gün geldi ve süper star LeBron James'in free agent pozisyonundan yeni takımına transferi belli oldu. Günlerce farklı takımlarla süren görüşmelerden sonra 25 yaşındaki mega star ESPN canlı yayınında kendine ayrılan 1 saatlik programda basketbolseverleri ekrana kilitledi ve bundan böyle Miami Heats için ter dökeceğini açıkladı.
Cavaliers'ta 6 yıllık kontrata imza atıp senelik 30 milyon dolar civarı bir para kazanma hakkı olan süper yıldız, Heat'in 5 yıllık teklifiyle daha az para kazanacak.
Miami tercihini değerlendiren "Kral" lakaplı oyuncu, "Şimdi ve gelecekte kazanmak için bu en iyi fırsat. Bu oyunda kazanmanın benim için anlamı çok büyük" ifadelerini kullandı.
Heat böylece, Chris Bosh'tan sonra James'i de kadrosuna katarak, NBA'in yıldızlar takımı haline geldi.
"Kral" lakaplı LeBron, yeni takımını seçme nedenini, "Miami Heat ile başarıyı yakalayacağımıza inanıyorum. Dwyane Wade'i takımda tuttular, Toronto'dan Chris Bosh gibi bir yıldızı transfer ettiler. Bunlar şampiyonluğa isteklerini ortaya koyuyor. Wade ve Bosh ile güçlerimizi birleştirerek bu takımla yeni sezonda şampiyon olacağımıza inanıyorum. Memleketim Cleveland'dan ayrılmak tabii ki çok zor. Kalbim hep orada olacak. Profesyonel bir karar verdiğime inanıyorum" sözleriyle açıkladı.
James'in, küçükken Michael Jordan'a olan hayranlığı dolayısıyla seçtiği ve 6 sezondur giydiği 23 olan forma numarasını da değiştirerek yeni takımında 6 numaralı formayı giyecek.
Heat'te ayrıca Chris Bosh 1 numara, Dwyane Wade 3 numara, Mario Chalmers ise 15 numaralı formayı giyecekler.


Cleveland taraftarlarının bir kısmı...

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Kupa yolunda uçan kafa...

2010 Dünya Kupası'nda finalin adı Hollanda-İspanya oldu. Tüm dünyanın nefeslerini tutarak izlediği yarı final maçında İspanya, Almanya'yı 1-0 mağlup etti ve adını tarihinde ilk kez finale yazdırdı. Durban kentindeki 69 bin seyirci kapasiteli Moses Mabhida Stadyumu'nda oynanan ve ilk yarısı golsüz eşitlikle sona eren mücadelede İspanya'yı finale taşıyan gol 73. dakikada kaptan Carles Puyol'dan geldi.
Yakaladığı altın jenerasyonuyla önce EURO 2008'de kupaya uzanan İspanya, 2010 Dünya Kupası'nda da adını finale yazdırmayı bildi. İspanya, Uruguay'ı 3-2 mağlup ederek finale yükselen Hollanda ile 11 Temmuz Pazar günü saat 21:30'da Soccer City Stadı'nda kupaya uzanmak için kozlarını paylaşacak.
PUYOL'DAN MERMİ GİBİ BİR KAFA...İspanya'nın aradığı gol kaptan Carles Puyol'dan geldi. 73. dakikada İspanya'nın kazandığı sol kanattan kazandığı kornerde topun başına Xavi geldi. Xavi'nin penaltı noktasına doğru yaptığı ortaya gerilerden süratle gelen Puyol, müthiş yükseldi ve çok sert bir kafa vuruşu yaptı. Maçın başarılı isimlerinden Neuer'in müdahalesine rağmen top ağlarla buluştu. Puyol'un maçın ilk yarısında bir kafa şutu da üstten auta çıkmıştı. 0-1.
İLK YARIDA GOL YOK, MÜCADELE VAR...İki takım için de EURO 2008'in finali niteliği taşıyan dev maçın ilk yarısında gol sesi çıkmadı. Maça daha arzulu başlayan İspanya, ilk dakikalarda rakip yarı alanda fazla adamla gözükse de gol noktalarında etkisiz kaldı. Müthiş pas trafiğini Almanya karşısında yapmayı yine başaran İspanya, son paslarda ise arzuladığı başarıyı yakalayamadı. Gol krallığı mücadelesi veren David Villa da güçlü Alman defansı arasında pozisyon bulmakta çok zorlandı. Sarı-kırmızılılar Dünya Kupası'nda oynadığı diğer maçlarda olduğu gibi yine ilk yarıda gol yemedi.
İlk dakikalardaki İspanya baskısını atlatan Almanya ise 20. dakikadan itibaren oyunu dengelemeye başladı. Rakibinin oyunun bozan Almanya, Mesut, Klose ve Podolski ile rakip kale önünde etkili olmaya çalıştı. İki takımın da girişimleri ilk 45 dakikada skor tabelasını değiştirmedi.
TORRES YEDEK...Dünya Kupası öncesinde sakatlığı nedeniyle nasıl bir performans sergileyeceği merakla beklenen İspanyol golcü Fernando Torres, Almanya karşısında maça yedekler arasında başladı. Torres'in yedek başladığı mücadelede, teknik direktör Vicent Del Bosque, orta sahayı daha kalabalık tuttu. Maç öncesinde Torres'i oynatacağını söyleyen Del Bosque, Torres'i sahaya sürmeyerek rakibini şaşırtmaya çalıştı.
VILLA VE PUYOL...İspanya, Almanya karşısında ilk yarıda baskılı gözüken taraftı. İspanyolların gole en çok yaklaştıkları pozisyonlarda ise gol krallığına koşan David Villa ve Puyol'un imzaları vardı. Maçın da ilk tehlikleli pozisyonu olan atakta, 6. dakikada Pedro'nun akıl dolu pasına David Villa hareketlendi, kaleci Neuer ile karşı karşıya kalan Villa, zor pozisyonda vuruşunu yaptı, kalesini zamanında terkeden ve Villa'nın açısını kapatan Neuer mutlak bir golü önledi.
İspanya'nın ilk yarıda gole yaklaştığı bir başka pozisyon ise 14. dakikada gelişti. Sağ kanattan Iniesta'nın penaltı noktası üzerine kestiği sert ortaya, gerilerden gelen Puyol uçarak kafayı vurdu. Puyol'un yakın mesafeden yaptığı bu kafa vuruşu çok az farkla üstten auta çıktı.
Savunma güvenliğini ön planda tutan Almanya'nın maçtaki ilk tehlikeli pozisyonu ise 32. dakikada geldi. Organize gelişen Almanya atağında, Piotr Trochowski kaleye uzak bir noktada olmasına rağmen, önünün açık olduğunu görünce çok sert bir şut çıkardı. Trochowski'nin bu sert şutu, az farkla yandan auta çıktı.
MESUT PENALTI BEKLEDİ...İlk yarının en çok tartışılacak pozisyonu ise 45. dakikada yaşandı. Hızlı gelişen Almanya atağında, Klose'nin derin pasıyla Mesut Özil, İspanya ceza sahasına kaldı. Şutunu çekeceği sırada Sergio Ramos'un müdahalesiyle Mesut kendini yerde buldu. Mesut ve Alman oyuncular penaltı kararı bekleyerek Macar hakem Viktor Kassai'ye baktı ancak hakemin kararı devam oldu.






Messi'ye Ne Oldu... :)



Bu resimdeki gibi büyünün etkisi varmıdır bilinmez ama Messi hiçde iyi bir dünya kupası geçirmedi.Belki çok markaj altında kaldı belki her takım ona özel önlem alıyor ama Messi ilk Maradona'yı geçme fırsatını kaçırdı.Darısı 2014 Brezilya'ya...

İlk Final Bileti Portakalların...


Dün oynanan ilk yarı final mücadelesinde 3-2 lik skorla gülen taraf Hollanda oldu.İki takımda heyacanlı oyunlarına rağmen iki uzaktan güzel golllerle ilk yarı 1-1 sona erdi.İkinci yarı ise mücadelesiyle daha da hırslanan urugay sneijder'in golüyle morelleri bozuldu ama son dakikada da olsa o tatlı heyecenı bizlere yaşatmıyı bilgiler.
Hep akıllarımızda iyi oynayan Hollada kalırken bu sefer sonuça yönelik oynayan ama daha başarılı bir Hollanda var.Finalde de bu oyunlarıyla her şeyi yapabilirler.

Bakalım bu sefer Anadoludan şampiyon çıkacak mı? :)








The King açıklıyor...


NBA'de uzun süredir hangi takıma gideceği konuşulan yıldız oyuncu LeBron James, son kararını yarın açıklayacak.



NBA'de, haftalardır yeni sezonda hangi takımda oynayacağı sorusuna yanıt aranan LeBron James, kararını yarın açıklayacak. Son 2 sezonun en değerli oyuncusu, beklenen açıklamayı 1 saat sürecek bir canlı yayın sırasında yapacak..


Lebron James yeni sezonda hangi takımın formasını giyecek? NBA'de haftalardır bu sorunun yanıtı aranıyor.


Aslında geçtiğimiz sezon henüz başlamadan, James'ın Cleveland Cavaliers'tan ayrılıp ayrılmayacağı merak ediliyordu. Birçok takım, yıllar öncesinden, James'in başını çektiği serbest oyuncuları kadrosuna katabilmek için, maaş sınırında boşluk açma çalışmalarına başlamıştı. Ve o gün geldi. James, yarın 1 saat sürecek özel bir canlı yayında, yeni sezonda hangi takımın formasını giyeceğini açıklayacak. Yayın gelirlerinin bir çocuk fonuna bağışlanacağı program büyük bir heyecanla bekleniyor. Ancak son derece katı bir gizlilik politikası uygulayan james, hala hangi takımı seçtiği konusunda ipucu vermedi. Kanal yöneticileri de, "kral" lakaplı oyuncunun kararını canlı yayın sırasında öğrenecek.


Yeni bir web sitesi ve sosyal paylaşım ağı açan Lebron, bu siteye üye olanların, aldığı kararı ilk öğrenecek kişiler olacağını da ifade etti. James, şu ana kadar kendisine maksimum kontrat önerebilecek 6 takımla görüştü. Bu takımlar arasında en fazla Chicago Bulls ve son olarak Amare Stoudemıre'yi kadrosuna katan New York Knicks ön plana çıkıyor.


James'in takımı Cleveland'da kalma olasılığı da hiç de az değil. Nitekim Amerikan basınına göre Cleveland, son 2 sezonun en değerli oyuncusunu takımda tutmak için, Toronto'nun yıldızı Chris Bosh'u takas yoluyla kadrosuna katmaya çalışıyor. James'in, Wade ve Bosh ile yanyana oynamak için Miamı'yi tercih edebileceği yolunda iddialar da ortaya atılıyor.

-Ntvspor-