9 Ekim 2015 Cuma

3 Temmuz

    Sözde şike davasının futbolda temizlik davasının olmadığı, 3 Temmuz akşamındaki programlar ve beraat kararının alındığı 9 Ekim akşamındaki programlar arasındaki uçurumdan bile anlaşılabilir. O gün iddialar kanıt, yorumlar karar oldu. Programlar yangın yeri idi ama şuan 4 yıl 3 ay süren sürecin ardından televizyonlarda sessizlik hakim. O zaman linç kampanyasını "habercilik anlayışı" ile yürütenler, şimdi aynı "habercilik anlayışı" ile havadan sudan programlar yapıyor.

    Her vicdanı ile olayı anlamaya çalışanın, anlayabileceği tutarsızlıkları tekrar hatırlayalım;
  • Emenike'nin para sayma görüntüleri. (Hala çıkmadı.)
  • Polis, iddianame daha sanıklara okunmadan  basın toplantısı düzenleyerek 19 maçta şike var dedi. (Daha sonra şuan kaçak olan Zekeriya Öz'ün başlattığı davayı devralan diğer savcı medyada yer alan haberlerin yüzde 90'ı yalandı dedi.)
  • Kaldı ki madem 19 maçta şikenin var olduğu biliniyordu neden bir suç üstü olmadı. Her hafta "Ha bu haftada şikeyi tespit ettik bakalım haftaya ne olacak" diye dizi izler gibi öyle baktılar mı !
  • 4 yıl 3 ay boyunca futbolun aktörleri olan futbolcu, hakem, hakem atamayı düzenleyen federasyon yetkilileri gibi şikenin yapılabileceği kişilerle ilgili hiçbir itiraf, belge, para hareketi, delil ortaya çıkmadı.
  • Kamuoyunda neden sadece şike davası Fb ile anıldı. (Bjk, Sivas, Eskişehir, Bursa, ts, Buca, Gaziantep... olmasına rağmen.) 
  • Sivas'da bir araba bagajına konulan çantada 2 milyon liranın olduğu iddaa edildi. (Mahkemede o çantaya kağıt paralarla yapılan tatbikatta o paralar çantaya sığmadı kaldı ki Sivas valisi, emniyet müdürü, Sivasspor başkanı o çantada biletlerin var olduğunu beyan etmişlerdi.)
  • UEFA ve TFF, Fenerbahçe'yi sıfır tolerans ile Şampiyonlar Ligi'ne yollamaz iken iddianamede ts yöneticilerininde olmasına rağmen ts yollandı.
  • İddianameden bir alıntı "Sanık Aziz Yıldırım, Fb'nin 2010'da kaybettiği şampiyonluğun ardından 2011'de mutlaka daha önce verdiği 3 şampiyonluk sözü nedeniyle, Fb'yi şampiyon yapmak istiyordu. Lige kötü başlayan takımın ikinci yarıda puan kaybına tahammülü kalmamıştı. Şampiyonluğun doğal yollarla elde edemeyeceğini düşünen Aziz Yıldırım, Fb'nin köklü geçmişini ve saygınlığına sığınarak bir suç örgütü kurma hazırlığında..." (Yani 4 yıl boyunca yazılan bir senaryo oynandı hem UEFA'da hem Türkiye'de.)
  • Kaleci Korcan'ın önce sevgilisine sonra ablasına Fbli yönetici tarafından mini cooper hediye edildiği iddaa edildi sonra Korcan'ın ne sevgilisinin ne de ablasının olmadığı ortaya çıktı.
  • Ali Koç basın toplantısında eğer en ufak delil varsa küme düşürün demesine rağmen bir yıl boyunca Fb ile şöyle ceza verelim şöyle CAS davasını çekin şunları kabul edin şeklinde pazarlık yapıldı. Amaç futbolda temizlik mi yoksa futboldaki pastaya tek başına oturmak isteyenlerin, istemediklerini sindirme yolları mı !
  • Daha dava yeni başlamışken bakanlardan biri "tsnin kupasını almak için de çok ince ayar bir çalışma yapıyoruz" diyebiliyordu ve kimse umursamıyordu çünkü daha Ağustos ayında televizyonlarda ağızlarında salyalarla, bağıra bağıra konuşanlar, iftaralar ve yalan delillerle kamuoyunda Fb şikeci algısı oluşmuş, damgasını yemişti. 
  • Ünal Aysal, Fb'nin her şeye rağmen Avrupa Ligi'nde yarı final oynadığı sezonun ardından başkanın ceza alacağını ve Fb'nin men edileceğini söyledi.
  • Egemen Bağış, Beyaz Futbol programında MAA başkanlığa olayları daha önceden bilerek geldiğini söyledi.
  • İHO, 2010-2011 sezonunda Mecnun Odyakmaz'ın dinlendiğini bildiğini söyledi.
  • Mehmet Demirkol 3 Temmuz'dan önce böyle bir operasyonun olacağını duyduğunu söyledi.
  • Biraz daha günümüzden bakarsak devletin her kesimi hukuk alanında birilerin adamları olduğu söylendi, herkesin kendi çıkarına göre mahkemeleri manipüle ettikleri ortaya çıktı ve buna rağmen 3 Temmuz davası bunlardan ayrıymış gibi davranıldı.
  • Lütfi Arıboğan yeniden yargılama kapsamında verdiği ifade de 2010'da TFF'nin soruşturmasında şikeye rastlamadıklarını söyledi. (Kendisi Cornu'ya Fb'nin yüzde 1 bile masum olma olasılığı yok demişti.) 
  • Dün Platini'nde uzaklaştırılmasıyla, 3 Temmuz 2011'de başlatılan sözde şike davasında görevinin başında kalan tek kişi Aziz Yıldırım oldu.                                                              
    " ...
       Nerden baksan tutarsızlık,
       Nerden baksan ahmakça ! 
       ...                                        "
    
    Şahsi görüşüm ilkel ülkemde 17 Aralık diye bir durum olmasaydı, Fb camiası, taraftarlarının daha önce görülmemiş refleksi, kenetlenmeyi, desteği, inancı göstermelerine rağmen bu saçmalıkları daha önceden olduğu gibi bir duvara anlatmaya, acı çekmeye, mağdur olmaya devam edecekti ve sadece belli bir kulübün çıkarı doğrultusunda bataklık içinde spor yapılmaya devam edilecekti ama oyun bitti...

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Hitler'in tepkisi


Eminim her Lakers taraftarı, Lakers yöneticileri, koyu taraftar olan Jack Nicholson bu tepkiyi vermişlerdir :=)

Gerçekten çokta anlaşılır birşey değil Lakers'ın süpürülmesi(4-0) hemde hep geri adım atan, kolay havlu atan, seviye yükseldikçe Dirk Nowitzki hariç performansı düşen Dallas tarafından.

Seri boyunca Dallas güçlü bir karakter ortaya koydu özellikle Dirk çok yüzdeli oynadı tabi ribaundlara katkısıda inanılmazdı.İlk üç maçta da Lakers 4-5 dakikalık patlamalarla son çeyreğe hep başa baş girdi ama Lakers o istikrarı yakalayamadığı için Dallas hep daya iyi oynayan taraf oldu.Son maçı saymıyorum zaten o gün çok özel bir gündü.Dallas'ın attığı her şut girdi o maça herkes Lakers'ı süpürmek için gitmişti sanki.Bakalım Dallas bu muhteşem oyunu Memphis yada Oklohoma karşısında konferans finallerinde gösterebilecek mi hepberaber göreceğiz.Bence Dallas burada da takılmazsa geri adım atıp, sinmezse Miami'yi bu sefer geçeceklerdir.Büyük ihtimallede Dallas'ın karşısına Miami gelecektir.

Lakers'a gelelim.Son iki yılın şampiyonu çoğu kişinin olduğu gibi benimde favorimdi ama hiçte öyle bir psikolojide olmadılar ve o şampiyon oyununu göstermediler.Bunu son maçtan Kobe'nin ilk çeyrek 13 sayı atıp maçı 17 sayı ile bitirmesinden anlayabiliriz.Takım arkadaşlarına inanmış bir Kobe böyle 3. viteste oynamazdı.Fisher'ın uğraşması gereken Nba başkanı ile oyuncular arasındaki sorundan ötürü ve ilerlemiş yaşından ötürü bu performansı pekte şaşırtmadı.Artest her ne kadar en duyarlı vatandaş ödülünü alsada kafası gidip geliyor işte.Odom'uda Kim Kardashin mahvetti herhalde yoksa bu kadar kötü olması çok ilginç.Ama Pau Gasol için söyleyecek birşey bulamıyorum.Bir oyuncu nasıl bu kadar kötü olabilir, nasıl yeteneklerini, alışkanlıklarını unutmuş olabilir hala çözemedim.Playoff'un başından itibaren sahada adeta ruh gibi dolaşıyor.Efsane koç Phil Jackson(11 Nba şampiyonluğuna ulaştı ve koçluk kariyeri boyunca oynadı tüm maçlarda yüzde 72 galibiyet yüzdesi tutturdu) bile Gasol'u kendisine getiremedi.Umarım Avrupa Şampiyonası'ndan öncede toplarlanmaz.

Bu arada Jason Terry'e teşekkür ederiz Lakers-Dallas serisinin 4. maçında 9/10 üçlük performansı izlettiği için...

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Nuri Şahin Real Madrid'de

Real Madrid, Nuri Şahin'i 6 yıllık bir kontratla renklerine bağladı ve 10 milyon euro bonservis bedeli ödedi. Yıldız futbolcu yıllık 2.5 milyon euro ücret alacak.
Nuri açıklamasında, "Borussia Dortmund ile çocukluk hayallerim gerçek oldu. Burada şampiyonluk yaşadığım için çok mutluyum. Ancak Real Madrid fırsatı geri çevirilemezdi" dedi.Alman gazetilerine göre Hamit'te sezon sonu Real'e katılacakmış.
Herkesin kafasında olan bir tabu daha yıkıldı.''Bizi Avrupa'da sevmiyorlar, Türkleri oradalarda oynatmazlar, işte oyuncularımız Türk pasaportu olduğu için Avrupa'ya transfer olamıyor.'' gibi tabular yıkılmış oldu.Ki Nuri Almanya'nın istemesine rağmen milli takımımızı seçmişti bu tabular gerçek olsa şimdi Real Madrid'de ikinci Türk'te olurmuydu.Artık tüm alanda olduğu gibi futbolda da boş düşüncelerden kurtulmamız lazım.Kendi kendimize ön yardı uyduruyoruz sonra onu kutsalmış gibi koruyoruz.

30 Nisan 2011 Cumartesi

Playofflarda Yarı Final Heyecanı...
















Bu sezon son 3-4 sezondur düşen rekabet düzeyinden sonra bu sezon gösterilen mücadeleler sayesinde müthiş bir playoff izliyoruz.Bunda seneye NBA'in oynanamama tehlikeside yok değil.Gelelim heyecan verici NBA playoff yarı finallerine...

Oklahoma City Thunder(4)-(8)Memphis Grizzlies:Gasol, Zack ve müthiş savunma ve atletizmi
ile San Antonio Spurs hanedanlığına son veren Memphis'i bu kez Westbrook'lu Durant'li Oklahoma City bekliyor.Şüphesiz zor bir seri olacak ama sadece 1 gün dinlenecek olan Memphis için ilk maç(üstelik deplasmanda) çok zor olacak çünkü tarihlerindeki ilk yarı finale yükselene kadar çok zorlu yollar geçtiler buda onları biraz olsun yıprattı.Ama kesinlikle kolay lokma olmayacaklardır.Savunması ve pota altı oyuncularıyla çok sorun çıkarabilirler.Oklahoma ise çekişmeli Denver serisini 4-1 ile geride bıraktılar ve aynı şekilde de kaybedebilirdiler.Durant iki maçta da 41 sayı attı ve şuan ne atsa girecekmiş gibi oynuyor.Westbrook'ta oyununu geliştirdi ve müthiş skor katkısı veriyor.Şüphesiz bu iki oyuncu onların en büyük silahları.Oklahoma City biraz sarsıntıda olan takım kimyasını oturtursa bu seriyi geçebilir.Bu iki genç takımın mücadelesi çok keyifli olacaktır.

Miami Heat(2)-(3)Boston Celtics:Müthiş geçmesi beklenen bir seri.Miami inişli çıkışlıda olsa iyi bir sezon geçirdi ama asıl iyi olmaları gereken playofflar.İlk seride Philadelphia 76ers ile karşılaştılar.Nispeten kolay geçmesi beklenen seri Heat için biraz sıkıntılı oldu özellikle maç sonları hala nasıl bir oyun oynayacakları son topu kimin kullanacağı belli değil.LeBron James ise çizilen karizmasını düzelteceği, eleştirilere 'Gördünüz mü?' diyebileceği bir seri oynayacak.LeBron bence en iyi basketbolcu ama efsanelerin arasına ismini yazdırabilmesi için müthiş bir seri oynamalı.O yetenekte bir oyuncı ama üstünde çok baskı var ve vermesi gerekende büyük bir psikolojik savaş var.Bakalım bu mental gücü sağlayabilecek mi yoksa
geri adım mı atacak.Boston ise New York serisine kötü başladı ama eski oyununu hatırlayarak ve çok iyi bir Rondo ile iyi bitirdi.Bu seride en avantajlı oldukları nokta Rajon Rondo.Rondo ne kadar iyi oynarsa Boston için herşey daha kolay olacak.Eğer birde Shaq oyunun bir bölümünde katkı verirse zaten oldukça avantajı olan Boston seriyi geçecektir.Ama Boston'ın avantajlarına rağmen bence LeBron vermesi gereken sınavları verecek ve Miami bu seriyi geçecektir.

Chicago Bulls(1)-(5)Atlanta Hawks:Chicago geçirebileceği en iyi şekilde bir İndiana serisi geçirdi.Belki seri 4-1 bitti ama hiçbir maç onlar için kolay olmadı.Tecrübesizliklerini biraz olsun attılar ve Rose biraz kötü oynasada playoffta da asla geri adım atmayacağını gösterdi.Boozer'ında sakatlığı onların avantajına olacaktır çünkü hiç katkı veremiyordu.Atlanta cephesinde ise kötünün iyisi durum var.Oynadıkları Orlando serisi o kadar tuhaftıki Anlanta nerdeyse hazırlık maçı havasında oynuyor Orlando ise yüzde 32 gibi yüzdeyle şut atıyor.Howard o kadar dayak yemesine rağmen .okiyi bir performans gösterdi.Howard'a destek olan hiçkimse yoktu belki Hidayet ama oda kötü bir seri geçirdi eski etkinliği yoktu tabi bunda kadronun yetersizlğide vardı Redick, Howard, Hidayet dışında kötü gidişe karşı duracak oyuncu eksikliğinden biraz Crawford mucizesi biraz bire bir basketi daha iyi oynayan Atlanta Bulls'un rakibi oldu ama Atlanta'nın bu seride hiç şansı yok.

Los Angels Lakers(2)-(3)Dallas Mavericks:Son şampiyon Lakers kendisine yetecek kadar oynayıp New Orleans Hornets engelini geçmeyi başardı.Chris Paul sınırlı takım da olmasına karşın efsanevi iki maç oynayarak takımına iki galibiyet aldırdı ama bunu devam ettirmesi tabi çok zordu.İki maçtata Paul 30 sayı 10 ribaund 15 asist ortalamasını geçti bu gerçekten onun ne kadar özel bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor.Bu sezon Lakers'ı bana göre onları çok zorlayacak bir rakip yok bu yüzden yine şampiyon olacaktırlar.Tek yapmaları gereken odaklanıp oynamak ve Kobe Bryant'ı sakatlamadan maçları çıkarmaktır.Eğer Kobe sakatlanıp oynayamaz duruma gelirse işler gerçekten çok zorlaşır.Dallas ise 3 sezondur playoff ilk turunda elenme
güvensizliğini atmış gibi görünüyor.Gerçi bunda Portland'ın özellikle Aldridge'in bekleneni veremesinden kaynaklandığı söylenebilir.Kidd ve Nowitzki önderliğinde Lakers'ın biraz canını yakabilirler ama sonunu getirebilirler mi büyük bir soru işareti.

24 Nisan 2011 Pazar

Ne Yaptın Roy...















Az önce sona eren maçtan sonra dayanamadım duygularımı yazmak istedim.Nba'de batı konferansında 3. ile 6.'nın eşlemesinde Portland Blazers 84-82'lik skorla Dallas Mavericks'i mağlup etmeyi başardı ve seriyi 2-2'ye getirdi.

İzlediğim en inanılmaz maçlardan biriydi.Maça iki takımda kısır döngü içersinde başladı kötü şut yüzdeleri, saçma top kayıplarıyla ilk çeyrek başa baş geçildi.İlk periyotun skoru:16-11 Dallas'ın üstünlüğü ile geçildi.İkinci periyotta ise Portland ritmini bulamadı ama periyotun sonuna doğru yaşanan gerginliklerle ve sürekli serbest atış çizgisine giderek Aldridge'nin kötü oynadığı ilk yarıda bile sadece 2 sayıyla soyunma odasına gittiler(37-35)

İkinci yarıya Dallas ağırlığını koyarak başladı.İlk önce oyunu kontrolüne aldı ve verimsiz oynayan Portland hücumunuda iyi savunarak farkı 20 sayıya kadar çıkardılar ve 3.periyotuda 67-49 önde kapadılar.

Son çeyrekte ise son iki sezondur dizinden sakatlıklarla boğuşan, bu süre zarfında atletizmi erozyona uğrayan, hatta daha Ocak ayında iki dizinden de ameliyat olan, doktorların dediği gibi eski formuna kavuşması imkansız olan, ama cesur yüreğinden hiçbir şey kaybetmeyen BRANDON ROY takımına müthiş bir liderlik yaparak, gitti denilen maçı, gitti denilen seriyi tek başına kurtardı.Attığı 24 sayısının hepside zor pozisyonlardı özellikle sakatlıklardan dolayı yıpranmış bir oyuncu için.Maçın son 2 dakikasında attığı 12 sayı(bu 12 sayının biride 3+1 idi) ve gösterdiği dik duruş zaten önceki senelerdende kırılgan olan Dallas'ı nakavt etmeye yeterdi.Bu da yetmedi maçın bitimine 39 saniye kala attığı atışla takımına galibiyeti getirdi.

Yani kısacası Roy'un yaşadıkları ve bu maçtaki destansı performansı sadece Hollywood filmlerinde görülebilir.Bir kez daha gördümki basketbolda tıpkı hayattaki gibi son ana kadar hiçbir şey belli değil.Helal olsun Brandon ROY...

21 Nisan 2011 Perşembe

Turkish El Clasico















Dün oynanan maçta Real Madrid 18 yıllık kupa hasretine uzatma dakikalarında Ronaldo'nun golüyle son verdi.

Özellikle maçın ilk yarısı Türkiye'den alışkın olduğumuz derbilere çok benziyordu.Maçta herkes rakibine taban göstererek giriyordu.Bu yüksek tansiyonda dünyadaki hakemlerinde bizim hakemlerden farkı olmadığını gördük.Hakem neye faul vereceğine şaşırdı ve uzun süre kart göstermeden idare etti.İlk yarında Barça'nın kötü oyununu Madrid pozisyona girerek değerlendirdi ama golü bulamadı.İkinci yarıda ise tüm devreyi önde kapatan Barçaydı ama onlarda gol bulamadılar.Uzatmada Ronaldo işi bitirdi ve kupayı getirebildi.Ama Barça'nın çokta taktığını sanmıyorum.Onlar asıl güçlerini şampiyonlar liginde gösterecektir.Real Madrid'i yine pas manyağı yapacaklardır.Madrid buna çözüm üretemiyor artık kadrosundan mı yoksa taktiklerden mi?...

18 Nisan 2011 Pazartesi

Sert Açıklamalar...















Yine ağzı olan konuşmaya başladı.Ne bu şiddet ne bu celal.9 puan geriden gelirken hiçbir hakem hatası yok, hatta Fenerbahçe hakemleri bile satın almış oluyor bu süreçte ama zor kazanılan maçtan sonra ''Bilinçli hata yapıyorlar'' deniyor.Bu açıklamalar bir belgeye dayanmıyorsa açıklamayı yapan kişilerin suçlu durumda olması gerekiyor.Hakemler hata yapıyor her yerde Nba, Premier Lig, La Liga, Seri A ama oralarda da böyle konuşuluyor mu acaba?Ki hakemlerimizi biz böyle yapıyoruz sonra çok ağır konuşuyoruz o konuşmaların ucu bizede dokunuyor haberimiz yok.

Hala klişelerle uğraşıyoruz 'Türkiye'de çalamazlar'.Ya Ibrahimoviç 2 hafta önce rakibe hayvan gibi girdi kırmızı gördü cezası bittikten sonraki ilk maç hakeme küfür etti yine atıldı.İtalya'nın başbakanı Milan'ın da başkanı.O koskaca Milan'a kırmızı kartı gösterebiliyorsalar neden Fenerbahçe'yede gösterilmesinki.Lugano rakibine tamamen insanlık dışı dalıyor hiçbir şey yok.Bence bu kötü kararlarda hakemin suçu en az.Asıl suçlular medya, eski kafa yorumcular, başkanlar, yöneticiler, teknik direktörler, futbolcular, federasyon, MHK ve hakemler.Liste biraz kabarık oldu ama böyle.En azından bu açıdan bakarsak hayatımız çok daha güzel olacak.Yapmamız gereken objektif olmak ve mantıklı düşünmek.

Bir başka noktaya daha değinmek istiyorum.Aziz Yıldırım, yöneticiler, futbolcular birşeyden daha şikayetciler.'Kimse bizi sevmiyor, herkes bize karşı ekstra motiveyle oynuyor.'Bunun birkaç nedeni var tabiki, kimse kimseyi boş yere sevmemezlik yapmaz.Fenerbahçeli olmama rağmen takımım çok antipatik.İnternet sitesindeki açıklamalardan, röportajlardan, sahada fenerbahçeli olduğu için kendini üstün gören futbolcular rakiplerini saygısızca davranıyorlar.Takımda bir iki tane böyle oyuncu olması iyidir ama takımın yarısına yakını böyleyse rakip futbolcular hakemin sağlamadığı adaleti kendileri oynayarak, tekme atarak, tartışarak sağlamaya çalışıyorlar.Fenerbahçe'nin açıklamarındaki üslubu, saha içindeki aşırı agresifliğini değiştirmesi gerekiyor.Aslında Aykut Kocaman bunların farkında açıklamalarında bu sorunu ele alıyor ama hala bir çözüm bumuş değil.

Eskiden bir söz vardı 'Bu hakemlerle bu lig bitmez'.O söz 'Bu başkan ve yöneticilerle bu lig bitmez.' olarak değiştirimeli.