24 Kasım 2010 Çarşamba

Alex: "Mutluyum ve gururluyum"

Fenerbahçemizin lig tarihindeki 3000. golünü 2 gün önce Bucaspor ağlarına gönderen Takım Kaptanımız Alex de Souza, ligdeki ilk golümüzü atan ’Puşkaş Ergun’ lakaplı eski oyuncumuz Ergun Öztuna’nın da hazır bulunduğu bir törenle, 3000. golü attığı kramponlarını ve maç formasını Fenerbahçe Müzesi’ne armağan etti.

Her şeyi başlatan O

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki Fenerbahçe Müzesi’nde düzenlenen törene Alex de Souza ve 51 yıl önce Ankaragücü ağlarına ligdeki ilk golümüzü atan Ergun Öztuna’nın yanı sıra Genel Sekreterimiz Vedat Olcay, Asbaşkanımız Murat Özaydınlı, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Ali Yıldırım, Ünal Uzun ve Hüseyin Ersan Topbaş ile taraftarlarımız katıldı. Tören; Alex’in, üzerinde ’1’ ve ’Ergun Öztuna’ yazan çubuklu formayı Ergun Öztuna’ya, Ergun Öztuna’nın da üzerinde ’3000’ ve ’Alex’ yazan çubuklu formayı Alex’e hediye etmesiyle başladı. Daha sonra bu formalarla birlikte Alex’in 3000. golü attığı kramponları ve maç forması, müzede hazırlanan özel bölümü yerleştirildi. Forma ve kramponlar önünde basın mensuplarına poz veren Alex de Souza; "Aslında her şeyi başlatan O’ diyerek ilk sözü Ergun Öztuna’ya bıraktı.

3000. gol Alex’e çok yakıştı

İlk açıklamayı yapan Ergun Öztuna, "Şu an o kadar heyecanlıyım ki; attığım o golün yıllar sonra hatırlanıp bu duruma geleceğini hiç tahmin etmezdim. O golün değerini şimdi anlıyorum" dedi. Lig tarihindeki 3000. golümüz olan Alex’in Bucaspor ağlarına gönderdiği gölü izlediğini belirten Ergun Öztuna, bu golü ve Alex’in her golünü çok beğendiğini söyledi. Alex için artık ’Yabancı futbolcu’ denilemeyeceğini, Alex’in ’Bizden biri’ haline geldiğini belirten Öztuna, "Ben ilk golü nasıl attığımı hatırlamıyorum. Ama o gol, yıllar sonra benim Fenerbahçe ve Alex ile birlikte olmamı sağladı. O ilk gol, ben yürüdükçe arkamdan gelecek ve ben de daima hatırlanacağım ve unutulmayacağım" dedi. Alex’in 22 Kasım’daki lig maçında Bucaspor’a attığı 3 golün ve diğer 2 golümüzün hepsinin de harika olduğunu söyleyen Ergun Öztuna, "3000. gol Alex’in hakkıydı. O gün o golü Alex atmasaydı üzülürdük. 3000. gol Alex’e çok yakıştı. Benim gönlümden de zaten onun atması geçiyordu. Kendisi her şeyiyle; saha içi, saha dışı Türkiye’ye örnek olmuş bir insan" diye konuştu.

Gururlu ve mutluyum

Daha sonra söz alan Alex ise; "Şu anda Fenerbahçe’nin 3000. golünü atmış olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyorum. Kulübün tarihine ne kadar önem verdiğimi, birçok kişi iyi bilir. Bu golün ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Yıllar sonra daha da önemli olacağını hissedeceğiz. Şu anda gurur ve mutluluk hissediyorum. Ergun Öztuna’nın söylediklerini anlamıyor gibi yapıyorum ama çok şeyi anlıyorum. Tarih şu anda yanımızda duruyor ve yıllar geçse de hatırlanacak. Bu yüzden ben de bunun mutluluk ve gururunu yaşıyorum. Tarih orada yaşıyor ve hiç silinmiyor. Fenerbahçe tarihine geçmiş diğer futbolcularla da tanışma fırsatı buldum. Hatta tarihe geçmiş oyunculardan biri de şu anda hocamız. Bu insanlarla bulunmaktan ve onları tanımaktan mutluluk duyuyorum" dedi.
3000. golü attığı formayı maçın ilk yarısının sonunda Bucasporlu oyuncuya hediye ettiğinin hatırlatılması üzerine Alex, "Normalde futboldun içinde olanlar bilirler ki bizim takımızda 2 tane maç forması vardır. Bugün müzeye verdiğim forma golü attığımda üzerimde olan forma değil. Ben bugün 2. formayı buraya getirdim. İlk formayı Buca’dan 5 numaralı oyuncuya verdim" diye konuştu.

Alex herkese örnek olmalı

Tören sonrası FB TV kameralarına duygu ve düşüncelerini aktaran Asbaşkanımız Murat Özaydınlı ise; "Hakikaten çok duygulu bir törendi. 1. ve 3000. gol Fenerbahçe tarihi için çok önemli. Bu nostaljiyi yaşamak, anıları paylaşmak çok güzel bir şey. Puşkaş’ın anılarını dinleneme imkanı bulduk. Kendisi sağlıklı ve umarım böyle devam eder. Uche ve Erol’u da bir araya getirirsek güzel olacak. Alex de bu 3000. golü hak etmişti. Alex tüm spor camiasında sahadaki başarıları, antrenmanlardaki disiplini ve işine bağlılığı, işine olan saygısı ve aile yaşantısıyla herkese örnek olmalı" diye konuştu.

Her kulübe nasip olmaz

Törenden sonra bir açıklama yapan Fenerbahçe Spor Kulübü Tarih Müze ve Arşiv Kurulu Başkanı Sertaç Kayserilioğlu ise, "1907 tarihinde ’Fenerbahçe Futbol Kulübü’ olarak kurulan ve zaman içinde hizmet verdiği 36 ayrı spor dalı nedeniyle, ’Fenerbahçe Spor Kulübü’ adını alan kulübümüz tarihine bakıldığında, geride kalan 103 şerefli yıldan günümüze nice başarı ve gururların yaşandığı bir gerçektir. Önce tarihi olmak sonra da bu tarihi yarınlara nakletmek, her kulübe ve her kişiye nasip olacak bir olgu değildir. İşte; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün değerli sporcularından Alex de Souza, Fenerbahçe forması altında 103. golüne ulaşırken; 1959 sezonuyla başlayan Türkiye 1. Futbol Ligi’nde, kulübümüzün 3000. golüne imzasını atmış ve tarihimizde bu anlamda da özel bir yere sahip olmuştur. Kendisini kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz" dedi.

www.fenerbahce.org

10 Kasım 2010 Çarşamba

Helal olsun sana...

Bir kez daha müthiş bir maça şahit olduk.Yani bir takım bu kadar mı değişir, bu kadar mı yıllarca buralarda oynuyormuş gibi oynar.Hakikaten inanılmaz.Milli takımımız Dünya Basketbol Şampiyonası'nda göstermiş olduğu müthiş savunmayı Fenerbahçe Ülker'de devam ettirip bunu bir ekola çevirmeye başladı.Oyuna giren çıkan herkes harika kattı veriyor.Hiç beğenmediğimiz Kaya Peker oyuna dahil olup kısa sürede savunmaya verdiği katkıyla maçı önde götürmemizi sağlıyor.Sadece Kaya değil tabi.İlerlemiş yaşına rağmen, harika bir kariyeri geride bırakmaya başlayan başta Ömer Onan, Mirsad Türkcan takımı sırtlayan isimler oldu.Bu kadar kısa sürede böylesine bir takım kurmak gerçekten inanılmaz.Öyle bir takım düşününkü savunmada bir pozisyonda iki oyuncu bir topa atlıyor(Kinsey ve Siena'dan bir oyuncu) yerde oluşan ıslaklığı Fenerbahçe'nin koçu Neven Spahija havluyu alıyor ve parkeyi siliyor.Bu nasıl bir kenetlenmedir.

Maça gelince Fenerbahçe Ülker iyi baş
ladı müthiş taraftar desteğiyle oyunu hep önde götüren taraf oldu.Maçta skor farkını hep arttırabileceğimiz zamanlarda lise düzeyinde top kayıpları yaptık ama buna sağmen savunma disiplenizmizden hiçbir şekilde ödün vermedik.Bunun karşılığında da Montepaschi Siena'yı 68 sayıda tuttuk.Ve ribauntlarda da 21 ribaunt fark attık.Bunun faydasını yaptığımız 17 top kayıpları sonucu gördük.Bu ribaunt üstünlüğümüzün olması bizi top kayıplarına rağmen sürekli önde tuttu.Daha söylenecek bir söz bulamıyorum.Bu anlamlı günde emeği geçen herkese binlerce Teşekkürler...

Birkez daha gördükki seyirciyle o sinerjiyi tutturduğumuz zaman futbol, voleybol, basketbol hiç farketmez bambaşka bir kimliği bürünüyoruz ve oynayacağımız oyunu 2-3 seviye daha yukarı çekiyoruz.Nolur bu takımı yalnız bırakmayalım.


4 Kasım 2010 Perşembe

Müthiş Bir Zafer...

















Geçen sene Barcelona'dan 40 sayı fark yiyen Fenerbahçe Ülker ne kadar değiştiğini gösterdi.Maç öncesi herkesin fark beklediği maçta mücadelesi ile cevap verdi.Maçın favorisi tabiki son şampiyon Barcelona'ydı ama Fenerbahçe Ülker'in özellikle bu sene gösterdiği mücadeleye saygı duymamız gerekirdi eski kafayla hemen 40-50 sayı fark olur yerine destek olmamız gerekirdi.

Fenerbahçe futbolda yapamadığı profesyonelliği, takım olmayı, mücadele gücünü diğer branşlarda uygulayabiliyor.Bugün bunun en büyük örneğini izledik sahanın her alanında topu paylaşan yüksek mücadele ile savunma yapan doğru bildiği şeyleri yapmaktan vazgeçmeyen bir takım gördük.Darısı futbol takımımızın başına.

Şimdi güçlü bir karakteri oturtmaya çalışan, avrupa'da saygı duyulan, istikrarlı bir şekilde başarılar yakalamak isteyen takımıza destek olup herşeyin çok daha kolay olmasını sağlayalım.Özellikle futbol maçına o kadar para verip hiçbirşey izleyemeyen Fenerbahçelilere önerim basketbol takımının arkasında olup hep beraber kısa zamanda yazılacak olan tarihe tanıklık etmeleri.

Teşekkürler Fenerbahçe Ülker.............